11 Eylül 2013 Çarşamba

Bazen



Bir hata yaparsınız, veya hatalar. Kafanıza kakılır. Başkaları değilse bile insan kendi kafasına kakıyor hatalarını. Kurtulamayınca, kendini bir yerde görememek bile batıyor. İnsan adı geçsin, adı söylensin istiyor. Bişeylerin üstünden zaman geçince artık geçip gitsin istiyor.

Sevdiğin birinin anılarına saygı duymak devasa bir dilemma. Asla geçemiyorsun fakat öbür türlü şeyler de geçmiş gitmiş.

Bir de ne var biliyor musun? İnsan seçici davranıyor. Kendini üstün konumda görmeyeceksin. İnsan acizdir, muhtaçtır, çok artislik yapmamalıdır. Evet sevgili usta ya da çırak, usta ya da çırak olmak saygıyla ilgili bir fark yaratmıyor. Bazı şeyleri boşvermeli, bazı şeylerin gitmesine izin vermeli. Olana yeniye yer açmak bu kadar zor da olmamalı ama öbür taraftan.

Büyük dilemmalar bunlar sevgili jedi'lar. Fakat şunu düşününce, yani Higgs bozonunu, hiçbirşeyin mantığı kalmıyor. Zamanın ve kütlenin sırf bu Higgs parçacığının ışık hızından daha yavaş hareket ettiği için var olması garip değil mi. Ve biz de zilgazilkatrilfrilbrilyorlarca olasılık içerisinde böyle ufak meselelere takılıyoruz. Uzay-zaman'la ilgili boyutların ve düzlemlerin arasında senin 2013 yılında yaşama olasılığın 1/106844651348345  olsa, şuanda internete giriyor olma olasılığın 1/106844651348345  olsa, şuanda bu yazıyı okuyor olma olasılığın yaklaşık olarak 1/106844651348345 x 1/106844651348345 x 1/106844651348345 falan. Hal böyle olunca pek bir mânâmız yok. Kafaya dakma etrafta dakıl o yüzden. Eski sevgilinin, geçmiş zamanın, yahut geleceğin manası büyük resmin sadece 1/10205339540450357825845842125455'i falan. Ancak rakam olarak sayabiliyorsun değil mi? Eğer o rakamları tek tek saydıysan da Allah şifa versin ikimize de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder