22 Şubat 2014 Cumartesi

Yayın mayın


Viikki

İnsan bazı günlere güzel başlamak istiyor artık. Aylardır ölümdü, kayıttı, projeydi, aylaklıktı, vedalardı, amerikan hörör storiydi, ayakkabı kutusuydu, ali ismail'di, oğlum ne kadar paran vardı, baba üç beş kuruştu, terlemelerdi, yağmurlardı, kar'dı, kıştı derken sıkıldım. Hepimiz sıkılmış olmalıyız. Yalanlar dolanlar hep yanıbaşımda, içimde, kafamda.

Ev değiştirmek hep acayipti. Anası babası öğretmen falan olan çocuklar göçebe hayatı yaşıyor. İlk büyük yolculuk üç yaşında memleketin en doğusuna olmuş. Kamyonda. Hatırlamıyorum. Sonra en batıya geri. Otomobilde. Hatırlıyorum. Bunun arası da bayram seyranda gelgitler. Yüzen Ada'yı unutamam. Yeşil Keban. Göreme. Bitmeyen Konya.

Yalnız başıma yolculuk etmişliğim de oldu çok. Okul gezilerine asla gitmedim. Çanakkale'yi, Troya'yı birileriyle birlikteyken görmedim. 


Kaivopuisto, Helsinki


Sonra Helsinki. Aylarca alışamadım. Soğuk değil de karanlık kötü. Dönmeye iki hafta kala, zaman zaman ağlamışlıklarım da oldu. Ordayken bişeyler oldu. Sonra Prag. Aylarca alışamadım. Soğuk da karanlık da değildi. İki hafta kala ağlamışlıklarım oldu. Orda hayatımda bişeyler yaşandı. Güzel şeyler.

Bunun başka yurtdışları da var. Başka şehirler. Şehirleri genelde sevmem. Birkaçı hariç. İzmir, Helsinki ve Viyana bende başkadır. Kırları biraz daha çok severim. Dağları biraz daha, deryaları daha daha. Kale burçlarıyla sütunları. Uyuyakaldığımda rüya görmedim. Lozan falan hikaye. Baykuşlar iyi. Odamdan çıkmamak güzel bir özgürlük. Güzel bir hapis.


Karlşteyn, Pırağ


Taşınmak acayip. Başbakanın dediği gibi, ben iyi biliyorum. Kimi çabuk alışıyor. Ben genelde alışmam. Zamanlama manidar olur. İnsanlara konuk olur, şehirlere konuk olur sonra dönerim. Bunu hep yörüklüğe bağladım. Bu iş böyle. Kahve de fena değil mesela Çibo olunca. Tarih programları bazen acayip. Çağatayca daha da acayip. Şiirler çok fazla, şair müneccimler çok fazla. Artis.

Bir gün gerçekten bir evim olursa mobilyaları acayip olacak. Mobilya sevdiğimden değil. Sade bir odada yaşamak istiyorum. Açık renkli, kitaplıksız, giysisiz, hatta yataksız. Ama taşınmadan olsun istiyorum bunlar hem de. Minimallik değil üşengeçlik lan...


Livas

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder